Yatan aslandan gezen tilki iyi.
Yatan öküze yem yok.
Yaz yaz gerek; kış kış.
Yel gelen deliği kapamalı.
Yénliceği yel atmış; götüne çalı (veya: diken) batmış.
Yerdeki yüze basmazlar.
Yerinden oynıyan yetmiş iki belâya (veya: kazaya) uğrar; en küçüğü ölüm.
Yetişemediğin köyün beri yanında yat.
Yılanı küçükken öldürmeli.
Yılanın sevmediği ot başı ucunda biter.
Yılanın soktuğu uyumuş; aç uyumamış.
Yılanken yılan toprağı övünle yalar.
Yiğidi ar, deveyi zelber yıkar.
Yiğidin altında at aksamaz.
Yiğidin sözü, demirin kertiği.
Yiğidin sözü, kömürün közü.
Yiğidin yiğide ekmeği ödünç, kötüye sadaka.
Yiğit başından devlet yırak değil.
Yiğit bin yaşar, fırsat bir düşer.
Yiğit osurmakla götü yırtılmaz.
Yitiği olan anasının koynunu arar.
Yitme serhoşu yıkılanaca gitsin.
Yiyen bilmez, doğrıyan bilir.
Yiyen maldan korkulmaz.
Yoğun canı alınmaz.
Yoğun incelinceye kadar ince tahta başına çıkar.
Yoğunun başı ucunda yatmaktan, incenin ayağı ucunda yatmak iyi.
Yola çıkan yol alır; erken evlenen döl alır.
Yola yoğurt dökmüş var mı?
Yolca giden yorulmamış. (veya: yoldan giden yorulmaz.)