Avrat malı, kapı mandalı.
Ayrandan aşağı katık olmaz.
Ay var günü besler; gün var ayı besler.
Azca nereye? Çokçanın yanına.
Az eş, uz eş, boyunca eş.
Azéysız şakirt, ustayı bastırır.
Azıcık ağrıyı aş basar.
Az mal kan yutturur; çoğu birbirini güttürür.
Baba malı tez tükenir, evlât gerek kazana.
Babanın kârı evlâda miras.
Baktın ibrik akıyor; evvel götünü yu; sonra aptes boz.
Baktın hava bulanık, Bişiriciye yanaşma!
Bakmakla öğrense it kasaplığı öğrenirdi.
Bahanesiz ölüm olmaz.
Bağa bak üzüm olsun; yemeğe yüzün olsun.
Bakacak yüze sıçma, (sıçılmaz) sıçacak yüze bakma (bakılmaz).
Babasının yediği koruktan oğlunun dişi kamaşır.
Baktın yârın yâr değil, terkini kılmak ar değil.
Bal demekle ağız tatlı olmaz.
Bal eski petekten yenir.
Balık kokarsa tuzlarlar, tuz kokarsa ne yaparlar?
Balı olan bal yemez mi?
Balı parmağı uzun yemez, kısmetlisi yer.
Baskısız yongayı yel atar, (veya: Baskısız yongayı yel, sahipsiz tahtayı él alır.)
Baz bazan, daz dazanan; kel tavuk kel horoznan.
Bayram etiyle it tavlanmaz.
Başını sallamadık kavak olmaz. (veya: Başını sallamıyan ağaç olmaz.)
Bartıl kapıdan girerse iman tağadan çıkar.
Baykuşun rızkı (veya kısmeti) ayağına gelir; sıçramadan alamaz (tutamaz).
Başlanan uçlanır.