Babanın kârı evlâda miras.
Baba malı tez tükenir, evlât gerek kazana.
Babasının yediği koruktan oğlunun dişi kamaşır.
Bağa bak üzüm olsun; yemeğe yüzün olsun.
Bahanesiz ölüm olmaz.
Bakacak yüze sıçma, (sıçılmaz) sıçacak yüze
bakma (bakılmaz).
Bakmakla öğrense it kasaplığı öğrenirdi.
Baktın hava bulanık, Bişiriciye yanaşma!
Baktın ibrik akıyor; evvel götünü yu; sonra aptes boz.
Baktın yârın yâr değil, terkini kılmak ar değil.
Balı parmağı uzun yemez, kısmetlisi yer.
Balı olan bal yemez mi?
Balık kokarsa tuzlarlar, tuz kokarsa ne yaparlar?
Bal eski petekten yenir.
Bal demekle ağız tatlı olmaz.
Baz bazan, daz dazanan; kel tavuk kel horoznan.
Bayram etiyle it tavlanmaz.
Baykuşun rızkı (veya kısmeti) ayağına gelir;
sıçramadan alamaz (tutamaz).
Başını sallamadık kavak olmaz.
(veya: Başını sallamıyan ağaç olmaz.)
Baskısız yongayı yel atar, (veya: Baskısız yongayı yel,
sahipsiz tahtayı él alır.)
Bartıl kapıdan girerse iman tağadan çıkar.
Başlanan uçlanır.
Bey de ölür aptal da.
Beyden gelen bey sayılır.
Beyde bulunmıyan élde neler var!
Bey buyurur, cellât keser.
Beş para giren ev yıkılmaz (yıkılmamış).
Berk kaçan atın boku seyrek düşer.
Beni tanıyan kurt talasın.
Beleş atın yularına (veya: Bahşiş atın başına,
dişine, yaşına) bakılmaz.
Bey ardından çomak çeken çok olur.
Bıyığın uzunsa (büyükse) borazan çal.
Bir başa iki yumruk çok (olur).
Bir adamın sözü bir adama kolay.
Bir adamın adı çıkmadan (çıkacağına)
canı (götü) çıkması iyi.
Binicinin sağı solu olmaz.
Bey oğlu kulluk, kul oğlu beylik.
Bey mi yaman, él mi yaman?
Él yaman.
Beyde (Bey evinde) pancar eksik olmaz.
Bir batman et, ya avratta, ya atta.
Bir günün misafiri, yüz günün gammazı.
Bir günlük ölüye, üç günlük yiyecek gerek.
Bir gözün gördüğü bir göze (ötekine) hayır etmez.
Bir dirhem gümüşün üstünde oturmıya
bir kantar göt gerek.
Birden çıkan, bine yayılır.
Bire pişen bine yeter.
Bir hatır, iki hatır, üçüncüsünde vur yatır!
Bir karara bir Allah!
Bir kılın bir örmeye faydası var.
Bir ocaktan (veya: bir oymaktan, bir kökten)
otluk da çıkar; bokluk da.
Bir saati bin saat, bin saati bir saat eden Allah.
Bir senden büyüğü bir de senden küçüğü dinle
(veya: Bir senden büyüğün sözünü dinle,
bir de senden küçüğün.)
Bir söz ara bozar; bir söz ara düzer.
Bir söz yola getirir; bir söz yoldan çıkarır.
Bok yiyenin boku yenmez.
Bok yimek mideye bakar (veya: bağlı).
Bokunu yiyen keşkülünü taşır.
Boğaz dediğin belden aşağı.
Boğazda bağ bostan (veya: bahçe) bitmez.
Bitli baklanın kör alıcısı olur.
Boradayı mismar eden Allah!
Borç vermekle, düşman vurmakla
(veya: kırmakla) tükenir.
Borçlunun döşeği (gömleği) ateşten olur.
Borç iyi güne kalmaz.
Borca baylık bir aylık.
Borç, yiğidin kalesi.
Borç yiğidin kamçısı.
Boş durmadan beleş işlemek (işlemesi) iyi.
Boş torba ile at tutulmaz.
Böyle gerek danaya, buzağının yemini yemeye!
Buğday ekmeğin yoksa buğday dilin de mi yok?
Buğdayı (veya arpayı, tarlayı) taşlı yerden,
kızı kardaşlı yerden (al).
Burun yüzden düşmez.
(veya: Burun yüzden düşerse elden arbet olur.)
Bu sırım nerden, şu mundar gönden.
Buyuran ağız yorulmamış.
Bütün olsun, mitil olsun.
Büyük kapı küçülmez.
Büyük kızın gönlü gelinlik isterse küçük kızı yontarlar.