Garip itin kuyruğu götünde gerek.
Garip kim, kör o.
Gâvurun ekmeğini yiyen, gâvurun kılıcını çalar.
Garamet, kandan eşed.
Gece bir, gezen bin.
Gece işi, kör işi.
Gece yağar, gündüz açar: o yılımızın hoşluğundan;
gündüz yağar gece açar: o yılımızın puştluğundan.
Geldin geldin gelme, geldin geri dönme.
Gelin altın köşk (veya: taht) getirmiş
çıkmış kendi oturmuş.
Gelin atta, buyruk hakta.
Gelin, gelin değil, geldiği yer gelin gerek.
Gelin olmıyan (veya: kalmış) kızın vebalı
ammisi oğlunun boynuna.
Göle (veya: arığa) su gelinceye kadar
kurbağanın gözü berelir.
Göçün dönüşü aksak ite yarar.
Gizli işin (veya: birleşmenin) eşkere uşağı olur.
Giydiğini él beğenmeli (veya: beğensin), yediğini sen.
Gezen tavuk ayağında pis getirir.
Gelin övünür, kaynana dövünür.
Götünü kiraya veren elini karşı komaz.
Göte yakın yerden et yememeli.
Görmemiş görmüş, akıldan olmuş.
Gönül zararlıkta gezmez.
Gördün bir yemek, daha (ona) ne demek.
Gönül (insan) ummadığı yere küser.
Gönül istemedik aş, ya karın ağrıtır ya baş.
Gönül düştü bir boka, o da misk gibi koka.
Gön yufka yerinden delinir.
Gün, bugünkü gün.
Gurkun cücüğü güzün sayılır.
Gözün karnı yok ki doysun.
Göz görür, gönül ister.
Göz gördüğünü ağız yediğini ister.
Göz gördüğünden korkar.
Götü olan osurur, kapısı olan basırır.
Gün karası gider; gön karası gitmez.
Gün karası gider, yüz karası gitmez.
Gününde olmıyan yılında olmaz.
Güvenme varlığa, düşersin darlığa.
Güzelden yar eksik değil, çirkinden çor.
Güzele bakanın göze faydası var.
Güzele köken yakışır; çirkine allar neylesin.
Güzel görünür, çirkin bürünür.
Güzellik on, dokuza don.