Yağla yavşan tatlı olur.
Yahşi yiğit yereninden belli olur.
Ya işten artar, ya dişten.
Ya evlât bir, ya ocak kör gerek.
Yalancıyı kaçtığı yere kadar kovalamalı (kovalarlar.)
Yalanın kemiği yok ki boğazına bata!
Yalanın ötesi olmaz.
Yalnız (veya: tek) taş duvar olmaz.
Yangınlık gâvurluktan kötü.
Yapı taşı yerde kalmaz.
Yaz yaz gerek; kış kış.
Yerdeki yüze basmazlar.
Yénliceği yel atmış; götüne çalı (veya: diken) batmış.
Yel gelen deliği kapamalı.
Yatan öküze yem yok.
Yatan aslandan gezen tilki iyi.
Yaşayı gör yaşayı, sonra gör temaşayı.
Yerinden oynıyan yetmiş iki belâya (veya: kazaya)
uğrar; en küçüğü ölüm.
Yetişemediğin köyün beri yanında yat.
Yılanı küçükken öldürmeli.
Yılanın sevmediği ot başı ucunda biter.
Yılanın soktuğu uyumuş; aç uyumamış.
Yılanken yılan toprağı övünle yalar.
Yiğidin altında at aksamaz.
Yiğit başından devlet yırak değil.
Yiğidin yiğide ekmeği ödünç, kötüye sadaka.
Yiğidin sözü, demirin kertiği.
Yiğidi ar, deveyi zelber yıkar.
Yiğidin sözü, kömürün közü.
Yoğunun başı ucunda yatmaktan,
incenin ayağı ucunda yatmak iyi.
Yoğun incelinceye kadar ince tahta başına çıkar.
Yoğun canı alınmaz.
Yiyen maldan korkulmaz.
Yiyen bilmez, doğrıyan bilir.
Yitme serhoşu yıkılanaca gitsin.
Yitiği olan anasının koynunu arar.
Yiğit osurmakla götü yırtılmaz.
Yiğit bin yaşar, fırsat bir düşer.
Yola çıkan yol alır; erken evlenen döl alır.
Yola yoğurt dökmüş var mı?
Yolca giden yorulmamış. (veya: yoldan giden yorulmaz.)
Yoldan kal, yoldaştan kalma!
Yuyucunun hakkı eline değisin de,
ölü ister cennete gitsin; ister cehenneme.
Yük altında eşek anırmaz.
Yük altında eşek kalır.
Yürük at kamçı değirmez.
Yüz berkliğinin karın tokluğuna faydası var.
Yüzüne bak, sütünü ona göre sağ!
Yüz yüzden utanır.