Dünya bir, işi bin.
Dünya bir yağlı kuyruk, yiyene aşk olsun!
Dünya gençten gence, dinçten dince.
Dünya kötünün başına dar.
Dünyanın iki başı bir gelmez.
Dünyanın tadı göz, aşın tadı tuz, evin tadı kız.
Dünyayı umutnan (ümit ile) yemişler.
Düşmanın karınca ise de hor bakma (veya: kork, yahut uyanık dur).
«Düt!» demeye dudak gerek!
Eğreti atın paldımı (kuskunu) yokuşta kırılır.
Ekinci dokuzu harcamazsa on eline geçmez.
Eğretinin (veya: eğreti malın) canı berk olur.
Ekici ol da, bilici olma!
Efkârı olmıyanın arzıamı ekmek.
Ekmek ucuz olursa it kıymetli olur.
Él adamı yiğit diye candan eder; koçak diye maldan eder.
Elâ göze sürme çekme (çekmek) töhfelik; kara göze sürme çekme kahpelik.
El atına (veya: eğreti ata) binen tez iner.
Élde bulunan beyde bulunmaz.
Ekinci ekinciyi yenmez, tarla tarlayı yener.
Ekmeği ekmekçiye ver; bir ekmek de üste ver.
Élden yiyen börkmüş, keseden yiyen çökmüş.
Él élin 'aynesi; batmanı terezisi.
Él eliyle yılan tut!
Él elden hükmeder.
Éldeki yara (bende) duvar deliği.
Él él için ağlamaz; başına kara bağlamaz.
Élden gelen övün olmaz, o da vaktinde gelmez. (veya: bulunmaz.)
El ile bozgun düzgün.
Élin adamı eşeği makamiyle anırtır.