Babanın dükkânı görünüyor.
Bağrını ezmek.
Bahta baran.
Bağırsağı yere dolaşık olmak.
Bahtına düştüm.
Bakım değil, kara boya.
Balı burnundan mı akıyor?
Bana yok, içine bok.
Bargın badaşık mı?
Baş ağır, kulak sağır.
Başa varmak.
Bal bıçağı.
Bamya gibi meydanda kalmak.
Başa yetirmek.
Baş bellisiz, meydan issiz.
Baş bizim olursa börk eksik olmaz.
(Veya: Baş bizim olursa pilâv çok olur.)
Baş bulmak.
Baş etmek.
Başı bala yetmek.
Başı büyük (olmak).
Başı göl, ayağı sel.
Başına bitmek.
Başına buturamak.
Başına mıh kesmek.
Baş girip göt çıkmak.
Başı açık.
Başı araya gitmek.
Başına eşşek siki yağmak.
Başına pençik fermanı atmak.
Başını gün yiyor, ayağını yer.
Başına yetmek.
Başını, beynini yemek.
Başının boyrasını yakmak.
Başının derdi ne?
Başı sapıtma taşına değmek.
Başı taşa, taşı başa vurmak.
Başiyle oynamak.
Baş kaha.
Baş kahıncı.
Baş kaşımamak.
Baş koşmak.
Baştan kara.
Baştan kıça bihaber (haber yok).
Batman çağıla karıştı.
Batman dövmek.
Batmanın üstüne buçuğu komak.
Bayramdan sonra gelen kınayı götüne yak.
Bayram fazla görmek.
Bayram pazarına mı çıkacak.
Beleş biti yakama kovert.
Beleş olsun da deve depiği olsun.
Beli berk olmak.
Belinden inmek (gelmek).
Beli, bıhını kırılmak.
Belini mihraba vermek (dayanmak).
Belinin ağrısını duymak (anlamak).
Ben başımı bağladım da éle (Halebe) maştalığım mı kaldı?
Beni şu daldan asma, şu daldan as.
Ben umarım bacımdan, bacım ölür acından.
Ben düşmek.
Benim gönlümden geçermiş, senin gözünde uçarmış
(gözünde tütermiş).
Ben isterim binecek, hoş geldin bindirecek.
Berhay etmek.
Beri benzer.
Beriden öte.
Beriden öte olmak.
Beri gelmek.
Beri öte.
Berberliği benim başımda belliyor.
Berk bazar.
Berk yüzlü.
Bey bana «Danyal!» dedi.
Beyin yayan yürüyeceği, hanımın yavan yiyeceği zaman.
Beyni bir yer almamak.
Beyni bulanmak.
Bey olmak.
Bey evinin beslemesi gibi.
Bey yürümezse aptal yürür (yürüsün).
Bézeneği bağlanmak.
Bıldır ölmüş bir eşek gelin bu yıl ağlaşak.
Bıroh çağırmak.
Bıyığına bulaştırmamak.
Bildiği yanıldığına yetmez.
Bilen bilir, bilmiyen bir tutam ot (mercimek) sanar.
Bilmediği beş vakit namaz; onu da şeytanlar komaz.
Bilmem ne, bilmem neste.
Bilmem ne, bilmem neterek.
Bin ayak, bir ayak.
Bir alan bir daha almaz, akşama da kalmaz.
Bir ayak gelmek.
Bir baş bağlamak.
Bir baş gitmek.
Bir batman ekmekle bir it ayartamaz.
Bir burnuna tuz, bir burnuna biber koymak.
Bir çala.
Bir dahra vaktı, bir mahra vaktı Urum, Şam bir olur.
Bir dal kanırmak.
Bir değil, beş değil, Hakka yarar iş değil!
Bir de ki.
Bir deliğe işemek.
Bir depikte.
Bir dereyi bal, bir dereyi yağ etmek.
Bir düzdüreceği olmak.
Bir elcek içine kaçırmak.
Bir eli kan, bir eli katran.
Birine beş, silesine baş (vermek).
Bir ipte oynamamak.
Bir kabına koymak (kurtarmak).
Bir kantar balla yenmez.
Bir kantar baruta bir ateş basmak.
Bir karında yatmış; bir memeden emmiş.
Bir kıçını dışarda bırakmak (koymak).
Bir kıçlı çıkarmak.
Bir kimse başka bir kimsenin (veya şeyin) dirisi olmak.
Bir kuş bir çalıya sinnenmiş (sinmiş).
Bir lokma.
Bir oğlan bir kız doğurmak.
Bir tekiz.
Bir topal bit erindiği gece elli yastık gezer.
Bir yakadan baş çıkarmak.
Bir yanı fırın, bir yanı curun.
Bir yanı yaylâ, bir yanı béyle.
Bir yol doğmak.
Bir yumup on dökmek.
Bir yüzü it, bir yüzü adam.
Bizim gelin benden kaçar, başını örter, götünü açar.
Bizim it size balta getirdi mi?
Boğaza durmak.
Boğazdan düşmek.
Boğazı büyük.
Boğazı culk culk etmek.
Boğazına aktarmak.
Boğazına geçirmek.
Boğazından düşmek.
Boğazını çıkarmak.
Boğazını çüt demiri ile mi deldiler?
Boğazını sevmek.
Boğazının uşumu.
Bok çömçesi.
Boklu çamurluyu kınamış.
Boku cinli.
Boku kurumak.
Bokuna göre bostan ek.
Bokunda kemik çıktı.
Bok yükü, boğaz ağırlığı.
Bordan sökmek.
Boruna, körüne (yaşamak, gezmek).
Bostan hüyüğü mü?
Boya, sümüğe gelmek.
Boydan düşmek.
Boy göstermek.
Boynu burulu.
Boynu eğri olmak (birisine karşı).
Boynunun kökünü görürse...
Boz ağız.
Böğür iti.
Böyle bıyıklılar hacca gidemez.
Bu hamur daha çok su götürür.
Burniyle itmek.
Burnu kanamış gibi (yemek).
Burnu koku, yiv almamak.
Burundan kıl aldırmamak.
Burnunu kaldırmak.
Burnunun bokuna bereket.
Burnunu öfelemek.
Burun başı.
Burun boğaz etmek.
Bu yel böyle eser, bu yengeç de böyle kısarsa...
Bülbül başı mı yuttun?
Büyük başiyle.
Büzzüğü balmumuna dönmek.