Kabaklamayı yiyen gerdeğe girsin.
Kabına girdi, kadın oldu.
Kaddereyi kaldırmak.
Kaddim tutmak.
Kâhya nefesi gibi.
Kaladan kına savurmak.
Kalaycı osuruğu gibi araya gitmek.
Kalbinde alası karası olmamak.
Kaldır kaldır etmek.
Kalem atmak.
Kalem çalmak.
Kamalaklı düğün etti; anca yetti uşağına.
Kan alacak damarı olmamak.
Kan ayak.
Kan beyin.
Kan ettim kapına düştüm.
Kanı, bahası ne?
Kanı kurumuş.
Kanı mabalı (vebali) boynuna.
Kan uymak.
Kan yutturmak.
Kapıya, bacaya düşmek (kapılı bacalı olmak).
Karabatak gibi batmak.
Karaboğaz.
Kara çalı.
Kara fakıya yazdırdık; daha beter azdırdık.
Kara yanık.
Kara yazılı.
Karga dermiş ki: Uşaklarım olalı karnım doya
(veya: burnumu göme göme), bok yiyemedim.
Karıncanın kavımı çıkmış, bir ayağı topal.
Karış karış dili olmak.
Karnı gitmek.
Karnım kanne katrenbiz mi?
Karnı sürmek.
Karrah etmek.
Kâr sahibi.
Karşıcı gitmek.
Kasaba yağ borcun mu var?
Kaşıkla aş verip sapiyle gözünü çıkarmak.
Kaşıkla döşürüp; çömçe ile dağıtmak.
Kat öğün etmek.
Kaval élden, yel Allah'tan; parmaklarını oynat.
Kayaları kandırmak.
Kaygısız yattığım gece komşunun eşeği (ölür)
kuyruksuz sıpa doğurur.
Kaynara çıkmak.
Kazanda pişirip kapağında yemek.
Kazanı kapalı olmak (kalmak).
Kazan kazana kara demiş, tavanın da gülmeden
aklı gitmiş.
Kaz gibi uçtu; tavuk gibi yere düştü.
Kazık yerini buldu; tokmağa hacet değil
(hacet yok), (ne hacet?).
Keçeden topuz.
Keçe kepeneğe gümüş düğme (ler).
Keçe kepenek altında gümüş düğmeler var.
Keçeyi sudan çıkarmak.
Keçeyi suya atıp çıkan yerini taşlamak.
Kekliği azmak.
Kel başa kurt düşüyor.
Kelebi dolaştırmak (dolaşmak).
Kel geçti daza, daz geçti naza.
Kelkekez aynaya bakmış, (bakar, kendi) adını bana
takmış (takar).
Kel kız teyzesinin (amcası kızının) saçiyle öğünüyor.
Keme bite, Yumma sata.
Kemiği sararmak.
Kemiği sürmedenlik olmak.
Kemmun gibi kulağından suvarmak.
Kendi gözündeki hézeni görmeyip élin gözündeki
çöpü görmek.
Kendirimi bıçakla.
Kepir hış yatmak.
Kepir kesmeden.
Kereyi erimiş etmek.
Kesilmedik karpuz.
Kesmez balta, kör bıçak.
Keşgilimiz oba (yı) mı dolanıyor?
Keyfi beyde olmamak.
Keyfi domalı gelmek.
Keyfinin aptalı.
Kılıcı darı mı döşürüyor?
Kılıç asmak.
Kıl kırağında (Kıl dudağında).
Kınalı kaşık gibi.
Kın yan etmek.
Kırfı cerf etmek.
Kırık teştin dibi geçti; adamlığın baştan aştı.
Kırım (Zırın) oğlunun kellesini mi kestin?
Kırış tutmak.
Kırk deyip, kırk bir diyememek.
Kırk kargaya bir sapan (taşı).
Kırk körün bir değneği.
Kırk öksüzle bir mağarada mı kaldın?
Kırlangıç kuyruğu.
Kırlangıç uşağı.
Kısa kırmamak.
Kısa yanını vermemek.
Kıslı yer.
Kısmeti itin götünden çıkar.
Kışın iğne deliği kadar yerden deve kadar soğuk girer.
Kıtır kıtır (veya kıt kıt) kıtnaşmak.
Kıtlıkta elinde buğda mı bulundu?
Kıvış yavış etmek.
Kilci eşşeği gibi yüzünü sallandırmak.
Kilisesi yakın gâvur gibi.
Kilis piresi gibi öfelemekle ölmemek.
Kimine yan, kimine peş olur; bize haştek olmaz.
Kimi yağlanmak, kimi dağlanmak.
Kim kelse sen keçelsin.
Kimse olmasın!
Kin (Kén) biçmek.
Kira verdim kapıyaca (kapıya kadar) binerim.
Kirinden kit demiş.
Kisbon iti gibi kurulmuş.
Kişi kızı.
Kişi oğlu.
Kişiye varmak.
Koca itin yaşında olmak.
Kolayına (kolayına mı?).
Koltuk osurtmak (osurtturmak).
Kom bıyık.
Kom kuyruk.
Konarak, göçerek, lâle sünbül biçerek,
kahve tütün (çubuk) içerek.
Kondurup göçürmek.
Koversem (Koyuversem) zeyt dökülecek,
kovermesem büzzük s...lecek.
Kovertme kuzuyu, çevir tokluyu.
Koyun yaşı kadar yaşı kalmak.
Koz ağacında karga var.
Koz gölgesi; kız gölgesi.
Kozu çüt (çift) görmezse (ağaca) taş atmaz.
Kozunu pay etmek.
Köküne sumak suyu sıkmak.
Kökü suda, veren Huda.
Kömeye meş.
Köpeksiz köye rasgelmiş, eli değneksiz geziyor.
Körken debez olmak.
Kör ola sakar olmıya!
Kör pisik gibi yediğini inkâr etmek.
Körün eline değnek vermek.
Köse, ne sayılmaz sakalın var.
Kösteği yünden etmek.
Köşe taşı.
Kötek çekmek.
Kötü barut gibi sonradan alışmak (almak).
Kötü yüz olmak (birisiyle).
Kucağında oturup, sakalını yolmak.
Kudurmuş, etine düşmüş.
Kulağı düşmek (düşük olmak).
Kulağına değmek.
Kulağın elimde!
Kulağını küçükken kestim.
Kulağının böcüğü ölmek.
Kulak almak.
Kulaksıza küpe, burunsuza hızma.
Kulak yapırtmak.
Kulpuna yapışmak.
Kurda varan.
Kurt kuranı okumak.
Kuru yere kurt düşürmek.
Kuşağını gevşetmek.
Kuş karışmasına gitmek (getirmek).
Kuş kuş etmek.
Kuşuna göre yuvası.
Kuyruğu ile oynamak.
Kuyruğu kaba.
Kuyruğu kalıba girmek.
Kuyruğunun olmadığı yere başını sokmak.
Kuzucuklarla kırkılmak.
Kül (küller) başına!
Küllü min ayibinden (özründen) başka bir de
topuk çalması var.
Kül öksüz.
Kül ufak olmak.
Kül yutmak.
Küpe binip, kamçıyı eline almak.
Küp uçuran.
Kürkün kürküme döndü.
Küşneli ahır.
Kütüğüne balta değmemek.