Saçma sedremeki söylemek.
Saç sakal çekmek.
Sadakayı saraydan çıkarmamak.
Safra sındırmak.
Sağ çoru.
Sağırlar, birbirini ağırlar.
Sakalı circire dolaştırmak.
Saçı arkasından çekilmek.
Sakalı yerine bağla!
Sakal küçük, söz dinlemez.
Sakalı saydırmak.
Sakalının tarağı.
Sakalının altından geçmek.
Sakalından kesip bıyığına ulamak.
Sakalına gülmek.
Sakallıya selâm yok.
Sakırga gibi yapışmak.
Sakızını gözünün önüne yapıştırmak.
Sallama yem, sıcak ahır.
Salla sırt etmek.
Sallı saplı.
Saman tadı vermek.
Sana bulunursa (bir) burnu hızmalı,
bana da bulunur (bir) kolu salmalı.
Sapını alıp selâmete çıkmak.
Sarat başı.
Sap yiyip saman sıçmak.
Sap senin değilse samanlık da mı senin değil?
Sandıktaki sırtına, sepetteki boğazına.
Sandık ayağı dürüm.
Sanda manda.
Sana pişmişse, bana kurtarılmış.
Seklemi sekiye koyup oturmak.
Sen çalıp sen oynuyorsun (fırkatleniyorsun).
Semerin ön kaşına yapışmak.
Seksen kapıya doksan değnek çalmak.
Sehel beri.
Say say da yerine taş koy.
Sayılı sarmısak, dikili soğan.
Sarmısağı nerde yedinse ağzını orda kokut!
Sarı yağlar aktı, sarmısaklar koktu mu?
Senden gelen çıraya puf!
Senin kanın benden kırmızı mı?
Senin de işin giden kadının işine benzer.
Seni hamamcı eden Allah beni de külhancı eder.
Seni eşeğin yağırına mı ekmeli?
Seni bana sayı ile mi verdiler?
Sen hissene çalı çek.
Sen eşeğini geri bağla!
Sen ekilirken ben göcektim.
Sen senden bir pay biç.
Sıçmaz ki acıkacağım diye.
Sıçan olmadan çuval delmek.
Sıçan kulağı.
Sıçan deliğe olmamış (sığmamış);
bir de kuyruğuna çalı (kabak) bağlamış.
Serinlik düşmek.
Sepet örene çöp vermek.
Sensin! dedin mi...
Sesi kız gibi s..i biz gibi.
Sıçra nalın parlasın.
Sırısı mı soyuluyor?
Sırması mı sıyrılıyor?
Sırtına gitmek.
Sidiği çırada yanmak.
Sidiği ile eli yüzü yunmuş.
Sille dokumak.
Sil pıçak.
Sinek düşmek.
Sormak ayıp (Sorması ayıp olmasın).
Sokar sezdirmez.
Soğuk geçmek.
Soğan ıspanak parası olmak (etmek).
Soğanı nerde yedinse osuruğunu orda kokut.
Sivrittiği kazık götüne gitmek (batmak).
Sineksiz yaz etmek.
Su koyup cıvıtmak, un koyup koyultmak.
Suhra savan.
Söylemeden bir olmak.
Sudan çıkmış sıçana dönmek.
Söz vurmak.
Sözüm yabana.
Söylemem ille doğrusunu.
Söylemeden ağzı göt olmak.
Söğüt gölgesi; yiğit gölgesi.
Sözü yere düşmek.
Suyuna pirinç atılmamak.
Südüne, halibine.
Suyu Pancarlı'dan kesmek.
Suyunu öyle buldurmak.
Suyuna düşmek.
Suya çalmak.
Su sesi gelmek.
Sumak dayı.
Sumağına beraber kötek çekmek.
Südü sümüğü pak.
Sümüp sarkmak.
Sür salmak.
Süt hırası.
Sütlü sütlü melemek.
Süyükten yitmek.