Yağan yağmur, esen yele yetmez.
Yağ çığırtmak (çağırtmak).
Yağ döksen yalanır.
Yağlı göte kuyruk asmak.
Yağlıymış it kaptı; (sıcakmış geri bıraktı).
Yağ mı yoğurttan çıkar; yoğurt mu yağdan? Görürüz.
Yağmur nereye yağarsa tarlayı oraya kaldırmak.
Yağmur yağsa yaş değmez; dolu (döğüş)
olsa tas değmez.
Yahnıya dorgamak.
Yaka biti.
Yakası gök (boz) bitten kurtulmak.
Yakasından inmek.
Yakışıktan ya da kalmış.
Yalam yalam etmek.
Yalından tutma.
Yal yediği kaba sıçmak.
Yan baştan.
Yanbeğe gelmek.
Yandım yaleliye düşmek.
Yanı yandan.
Yapıştığı dal eline gelmek.
Yaralı parmağa işememek.
Yaramışlık satmak.
Yardan atmak.
Yar devirmek.
(Yarı) eti eritmek.
Yarımı yemez; bütüne kıymaz.
Yasanı yarıda kalmak.
Yastık düz.
Yatıya gitmek.
Yattı yattı yarmaladı, kalktı yeri tırmaladı.
Yavan tarhana.
Yaz var, güz var, hakkına ne söz var?
Yediği boktan başı ağrımak.
Yedik, içtik, yüzden düştük.
Yediyenin yelleri; beşinin selleri; üçenin gonca gülleri;
bire biçimsiz çıkmaz (olmaz).
Yedi yunulmuş turp.
Ye hami; iç bumu; yat nenni.
Ye köteği, ver ceremeyi, ben arkanda duruyorum.
Yeldim yeldim yele verdim, emeklerimi sele verdim.
Yeler onmaz, iflâh gömleğini giymez.
Yemeği vurmak.
Yemeniyle yürüdüm de haphapla kaçmam mı kaldı?
Yemleme dökmek.
Yengece niçin yanın yanın yürüyorsun demişler;
«Serde kabadayılık var.» (keleşliğimden) demiş.
Yeni yaka.
Yer demir, gök bakır.
Yerden yapma.
Yere çaksan geçer.
Yer götü.
Yeri oduna, yeri suya.
Yeriş yetiş yok kalmadı.
Yer korulamak.
Yerler kuruyken, sular duruyken.
Yer yerin.
Yıkıldığını aramıyorum; ayağın ayağıma dolayışor.
Yılanın eğesi.
Yılanı sen tut, gözüne ben bakayım.
Yıldızdan yırak.
Yıldızı dişi.
Yırtılan Deli Ahmet'in yakası.
Yiğit başı.
Yiyemediğin bokun başı ucuna geçme.
Yoğurt çalmak.
Yol gidiyor, kör gidiyor.
Yolluk yumuşluk.
Yolsuz çıkmak.
Yolsuzluk çekmek.
Yoluna gelmek.
Yolunu çekmek.
Yozu satılmış it gibi meydanda kalmak.
Yön dönmek.
Yönünü dönmek.
Yuhaya çıkmak.
Yumağını büyütmek.
Yumak tutmak.
Yumruğu derisine vurmak.
Yumulup düşmek.
Yun çarpmak.
Yundun arından; kazlara döndün;
yeni yeten kızlara döndün.
Yuyup taramak.
Yükünü tepeciğe yığmak.
Yükünü yetirmek.
Yüreği acımak.
Yüreği (-nin yağı) erimek.
Yüreği kakmak (kalkmak).
Yüreği kalak kalak yağ bağlamak.
Yüreğine büyümek.
Yüreğinin şişini indirmek.
Yüreği soğumak.
Yüreği yerine oturmak.
Yürek oynatması.
Yürek sürmek (yüreği sürmek).
Yüz bağlamak.
Yüzde.
Yüzden düşmek.
Yüze çıkmak.
Yüze gelen.
Yüz etmek.
Yüz olmak.
Yüzü berk.
Yüzü ergi.
Yüzüm üstüne geldin.
Yüzünden razı.
Yüzünde sabahilhayir yok.
Yüzün dönmek.
Yüzün düşmek.
Yüzüne gelmek.
Yüzüne gül suyu.
Yüzünü dolayıp gitmek.
Yüzünü eğmek.
Yüzünün suyiyle.
Yüzünü sallandırmak.
Yüzü sıcak ekmeğe gülmemek.
Yüzü sıcak olmak.
Yüzü soğuk olmak.
Yüzü yazılı kalmak.
Yüzü yerde.
Yüzü yere yapışmak.
Yüz verdik Ali'ye (deliye) çemlendi sıçtı halıya.
Yüz verdikçe yüz yaşamak.