El için ağlıyan gözden olur.
El ile bozgun düzgün.
Élin adamı eşeği makamiyle anırtır.
Elinden gelen başara; kötünün gözü yaşara.
Eline göre bağla başını, külfetine göre pişir aşını.
Élin iyisi olmaz, köpeğin (itin) dayısı olmaz.
Élin malı mal olmaz; sen malı kazanagör.
Elin vergisi, gönlün sevgisi.
El öpmekle ağız pis olmaz.
El üstünde gömlek eskimez.
Él yumruğu yemiyen kendi yumruğunu kantar sanar.
Emek olmadan yemek olmaz.
Emek yerde kalmaz.
En kolay iş yemek; çiğnemeden yutulmaz.
Er gönlü ibrişim; dolaşırsa açılmaz.
Er hakkı inkâr olunmaz.
Erim er olsun (da) yerim çalı dibi olsun.
Erinenin (veya: üşenenin, utananın) oğlu kızı olmamış.
Erkek ata binen sözden mahrum kalır.
Erkek sel, avrat göl.
Eski pamuk bez olmaz; dul avrat kız olmaz.
Eski kaçmış; iğne iplik geri getirmiş. (Yahut: yırtık, sökük başını almış gitmiş; iğne iplik yerine getirmiş.)
Er yiğit dayıya çeker.
Erkek kuşun yuvası olmaz. (Yuvayı yapan dişi kuş.)
Er oyunu üçte.
Eski düşman dost olmaz; olsa da dürüst olmaz. (Veya: Eski düşman dost olmaz; yenisinden vefa gelmez.)
Eşeğe rakı içirmişler; çulunu bahşiş vermiş.
Eskisi olmıyanın yenisi olmaz.
Eşeğini sağlam bağla, komşunu hırsız çıkarma!
Eşeğin her yorulduğu yere han (köy) yapılmaz.