Sabun koy ağ çıksın; yoğurt koy, yağ çıksın.
Sağ baş yastık istemez.
Sağır anlamaz (veya: işitmez) uydurur.
Sahibini kapmıyan iti makbul saymazlar.
Sakal sarı, göz mavi: döl azgını; gece ayaz, gündüz bulut: yıl azgını.
Sak yat sayma, tuz ver yayma.
Sarığı sarmak marifet değil, hotazını kondurmalı.
Sarmısağı hesap eden paçayı yiyemez.
Semiz hıralıncaya kadar hıra tahta başına çıkar.
Sen ağa, ben ağa, bu ineği kim sağa?
«Sen bilirsin» dersen değirmende dava kalmaz (veya: döğüş olmaz.)
Senden çıkmış bir kada, kime giden imdada?
Sen olursan bensiz, ben de olurum sensiz.
Serçe ile konuşanın sesi semadan gelir.
Serçenin cığı mı olur.
Sıçana rakı içirmişler, pisiğe bıroh çağırmış.
Sıçan geçer yol olur.
Sıçan toprağı başına eşer.
Sınamışı sınamak ahmaklık.
Sır verme dostuna, saman doldurur postuna.
Sofu soğan yemez; yerse de kabuğunu komaz.
Sonradan gelenin evi uç olur; tarlası kıraç olur.
Sorma kişinin aslını, sohbetinden bellidir (belli olur).
Söz dediğin yaş deri: Nereye çekersen oraya gider.
Söz sahibinde batar.
Sözün (haneğin) yalanı olmaz, yanlışı olur.
Söz verme, verdinse dönme!
Su akarken bardağı doldurmalı. (Veya: bardağını doldur!)
Su aktığı yere gene akar.
Su baştan kesilir.