Unarı beri (onarı beri).
Usta (hoca) iken oldun şakirt; al bardağı suya seğirt.
Uşakçı başı Deli Ömer.
Uşak hali olmak.
Ut altında olmak (kalmak).
Ut küşüm etmek.
Utlu misafir.
Ut yeri.
Uyku aldırmak.
Uymaca akıllı.
Uyumuşluğa vurmak.
Uyuz uykusuna yatmak.
Üç buçuk çilede kalmak.
Üç kâğıt.
Üğür (öğür) olmak.
Üs bekes.
Üstüne gök gürlememiş.
Üstüne iz aratmak.
Üstüne olmak.
Üzüme ben düşmek.
Üzüm iti gibi (birbirlerinin ardına) dizilmek.
Vara varası, dura durası.
Vay mı ki.
Ver Allah'ın verdiğine, vur Allah'ın vurduğuna.
Ver yiyeyim, ört yatayım, bekle canım çıkmasın.
Vurduğu çok amma, öldürdüğü yok.
Vurmadan kaçmaya eli değmemek.
Vursan ölecek, vurmasan payını elinden alacak.
Yağan yağmur, esen yele yetmez.
Yağ çığırtmak (çağırtmak).
Yağ döksen yalanır.
Yağlı göte kuyruk asmak.
Yağlıymış it kaptı; (sıcakmış geri bıraktı).
Yağ mı yoğurttan çıkar; yoğurt mu yağdan? Görürüz.
Yağmur nereye yağarsa tarlayı oraya kaldırmak.
Yağmur yağsa yaş değmez; dolu (döğüş) olsa tas değmez.
Yahnıya dorgamak.
Yaka biti.
Yakası gök (boz) bitten kurtulmak.
Yakasından inmek.