Bilmem ne, bilmem neste.
Bilmem ne, bilmem neterek.
Bin ayak, bir ayak.
Bir alan bir daha almaz, akşama da kalmaz.
Bir ayak gelmek.
Bir baş bağlamak.
Bir baş gitmek.
Bir batman ekmekle bir it ayartamaz.
Bir burnuna tuz, bir burnuna biber koymak.
Bir çala.
Bir dahra vaktı, bir mahra vaktı Urum, Şam bir olur.
Bir dal kanırmak.
Bir değil, beş değil, Hakka yarar iş değil!
Bir de ki.
Bir deliğe işemek.
Bir depikte.
Bir dereyi bal, bir dereyi yağ etmek.
Bir düzdüreceği olmak.
Bir elcek içine kaçırmak.
Bir eli kan, bir eli katran.
Birine beş, silesine baş (vermek).
Bir ipte oynamamak.
Bir kabına koymak (kurtarmak).
Bir kantar balla yenmez.
Bir kantar baruta bir ateş basmak.
Bir karında yatmış; bir memeden emmiş.
Bir kıçını dışarda bırakmak (koymak).
Bir kuş bir çalıya sinnenmiş (sinmiş).
Bir yanı fırın, bir yanı curun.
Bir yakadan baş çıkarmak.
Bir topal bit erindiği gece elli yastık gezer.
Bir tekiz.
Bir lokma.
Bir oğlan bir kız doğurmak.
Bir kıçlı çıkarmak.
Bir kimse başka bir kimsenin (veya şeyin) dirisi olmak.
Boğazdan düşmek.
Bizim it size balta getirdi mi?
Boğaza durmak.
Boğazı büyük.